23 Ekim 2019 Çarşamba

Kamuflaj: Duygusal Açlık


Gerçek bir açlık durumunda olmadığımız halde canımızın bir şeyler yemek istediğini zannetmek  ve ağzımıza bir şeyler tıkmak; tıpkı ağlayan bir çocuğun isteklerinin, ihtiyacının ne olduğu ile ilgilenmeden, onunla gerçekten bağlantı kurmadan, bir an önce sussun diye ona sürekli oyuncaklar almak ve ya mama vermek gibidir...

Aslında çoğu zaman canımızın bir şeyler çektiğini düşünmek bir zandır. Kendimizle gerçek bir ilgi ile bağlantı kurmadığımızda, hemen hemen tüm ihtiyaçlarımızın yemekle alakalı olduğunu zannediyoruz, canımız bir şey istiyor ve bunu genelde tatlı olarak yorumluyoruz. Oysa ki bu, zihnimize bilinçsizce öğrettiğimiz/öğrendiğimiz; kendimizden, duygusal ihtiyaçlarımızdan kaçış kamuflajıdır. Zihinsel bir oyundur.

Çünkü büyürken şefkat, sevgi, destek gibi ihtiyaçların sağlıklı karşılanmadı ise (ki çoğumuzun ki karşılanmadı); sende bu duyguları kolayca ve belirgin bir şekilde tanımlayamıyorsun, fark edemiyorsun, bu ihtiyaçlar ile nasıl gerçekçi şekilde yüzleşeceğini ve nasıl baş edeceğini bilmiyorsun. Bu sözcükler sana sadece soyut hatta belki inceden inceye anlamsız, saçma, içi boş kavramlar olarak geliyor. 

Böyle olunca yemek sektörünün ve geleneksel kültürün de öğrettiği şekilde toplumsal olarak yiyerek iyi hissedeceğimizi zannediyoruz. İyi hissetmek ne demek onu da bilmiyoruz. "iyi hissetmek" maalesef ezbere kullanılan bir deyimden ibaret kalıyor. Neden kötü hissettiğini biliyor musun ki ya da neyin sana kötü hissettirdiğini? Hatta hissediyor musun? Hissetmek çok kolay kullanılan ama pek çoğumuzun zaman zaman kaçtığı bir deneyim. Henüz hissedemezken, iyi hissetmenin ne demek olduğunu nasıl bilebiliriz? Bunun hakkında çoğu zaman düşünmüyoruz. Zaman ayırmıyoruz. Bize gerçekten iyi hissettiren şeylerin ne olduğu hakkında araştırma yapmıyoruz.

Sanıyoruz ki herkese iyi gelen şeyler bize de iyi gelmeli. Oysa kendi enerjimizi ve duygularımızı gözlemlesek, bize iyi gelen/gelmeyen şeyleri fark edeceğiz. 


Sahte bir zihin oyunu ile yaşamak istemiyorsak kendimizi tanımak üzerinde çalışmak ve gerçek ihtiyaçlarımızı karşılamanın yollarını araştırmak zorundayız.

"Benim gerçek ihtiyacım ne?" Gerçek bir hissediş ve samimi bir anlayış ihtiyacı ile kendimize sorarak...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder