Harika bir nefes seansı yaptım kendime... Harika şeyleri hep
paylaşmak istemişimdir.. Bayram hediyesi olsun benden size...
Yazı boyunca deriiiiin, sakiiiiiiiiiiin ve olabildiğine yavaş nefesler alırsanız, sizin içinde keyifli olacaktır.
Yazı boyunca deriiiiin, sakiiiiiiiiiiin ve olabildiğine yavaş nefesler alırsanız, sizin içinde keyifli olacaktır.
Seans sonrası meditasyonda nefesim
bedenime yavaş yavaş doluyor ve sonrasında yavaş yavaş benden çıkmak istiyordu...
İşte olayımız burda başladı...
Tıpkı hayattaki şey-ler, ilişkiler gibiydi...
Ben rahat olduğum oranda içime girebiliyor ve beni usulca
terkediyordu. Birden içim boşalıyordu. Anlamsızlaşıyordum. Tekrar içime çekmek
istiyordum. Bu arzu ne kadar bağımlı olursa o kadar az nefes alabiliyordum. Bedenim
geriliyor, kaslarım tıpkı bir demir gibi kaskatı kesiliyordu. Bu durumda nefese
yer kalmıyordu. Kendine yer bulamayan nefes kapıda usulca benim hazır olmamı
bekliyordu.
Sonra zihnimden güven veren, şefkatli, yumuşacık bir ses
duyuldu; sakince “kendini bırakabilirsin”, “seni anlıyorum ve seni seviyorum” dedi ses. İçimde bir çocuk rahatladı, “oh”
dedi. Sildi o güzel masum gözlerinden akan tomurcuk tomurcuk olmuş yaşları. “tamam”
dedi sadece.
Çocuk “tamam” deyince bedenim kendini bıraktı. Sonsuz varoluştan
dolu dolu bir nefes çekti içine, kendi varoluşuna armağan olurcasına. Zihnimdeki
şefkatli sesin rehberliğinde nefesin bedenimden çıkması güvenliydi artık. Ve bıraktı,
gidişini izledi... Nefessiz kendini sevdi. Çünkü biliyordu; geri gelecekti onu
terkeden nefes, çocuk “tamam” dediğinde.