31 Temmuz 2023 Pazartesi

Bolluk bilinci

 

“Zenginlik benim doğuştan hakkım.”

Yukarıdaki cümleyi okumak size nasıl hissettiriyor? Zihninizden neler geçiyor?

Bu ancak hoş bir hayal mi olurdu sizin için? Ya da sizi manipüle etmek,  kandırmak için kişisel gelişim uzmanlarının tasarladığı bir olumlamadan mı ibaret ? :)

Eğer bu cümleyi okuduğunuzda ya da kendi kendinize söylediğinizde, araya giren yukardaki gibi kısıtlı bakış açılarınız oluyorsa zihninize çok gerçekmiş gibi gelen; işte bu inançlar sizi zenginlikten ve bolluktan uzak tutan kıtlık bilincinden işlev yaptığınızın göstergesi.


Şimdi yukarıdaki görseli gördüğünüzde sizde uyanan düşünceleri ve hisleri fark edin. Zihniniz neler söylüyor?  

“Bu resmen aç gözlülük mü diyorsunuz?”

“Paradan bahsetmeyi ne kadar çok seviyorlar mı diyorsunuz?”

“Daha fazla para istemek ayıp mı, yasak mı, günah mı?”

“Siz daha fazlasını alırsanız diğerleri fakir kalır diye mi düşünüyorsunuz?”

 

Oysa kaynak sonsuzdur. Sonsuz olan bir şey biter mi?

 


Para da diğer her şey gibi enerjidir.

Bizler bir bedene sahip olan enerjetik varlıklar olarak evrenin bize istediğimizi getirmesinde onunla iş birliği yapma kapasitesine sahibiz.

Sadece talep ederek arzu ettiklerimizi yaşamımıza ekleyecek olan “güç”üz. Peki bunu olmaya ve alıp kabul etmeye ne kadar gönüllüyüz?

Bunu neredeyse hepimiz unuttuk biliyorum.

Hatırlamak ve tekrar gücümüzü bu yönde kullanmak, kısıtlı inançlardan işlev yapmaktan özgürleşmek ve bolluk bilincine geçiş yapmak için tasarlanmış online grup çalışmasına katılmak isterseniz bana ulaşabilirsiniz.

@nihalerlercoaching




26 Temmuz 2023 Çarşamba

İlişkide Sahiplenilmek

 


Bazen sahiplenilmek ve ait olmayı her şeyden çok isterken aynı anda ait hissetmekten ödümüz kopuyor.

Sevgilimizin olmaktan, onun olmaktan bizi sahiplenmesinden ödümüz kopuyor. Sanıyoruz ki artık ben olamayacağım. Özgür ve bağımsız olamayacağım. Onda kaybolacağım. Hele ki daha önce birisinde kaybolup da kendimizi zar zor bulduysak J Tekrar aynı şeyleri yaşamamak ve kendimizden uzaklaşmamak için bir ilişkide biz olmaktan kaçıyoruz.

Oysa yaşadığın kendini kaybettiğini sandığın o ilişki kendini bulman için bir yol oldu ise sana? O ilişkiyi yaşamadan önce kendinde miydin? O kaybolduğun ilişki kendini bulmanda bir köprü mü oldu sana? Ve şimdi bir kere kendini bulduysa insan bir daha kaybedemez. Ait olsa da, sevdiği kişi onu sahiplense de kaybolmaz. Kaybolmaktan korkmaz.

İnsan evinin yolunu bir kez öğrendiğinde bir daha unutur mu?

Belki bazen kaybolmak için izin verir kendine o kadar.

Biz-in içinde ben olabilir artık.

Bazen de bizin içinde ben olma fikri de ayrılık korkusunu tetikleyebilir. Oysa kendimiz bir ayrılık istemedikçe hiç bir ayrılık gerçekleşmez ve zaten yaşanılan her şey ve tüm ilişkiler bir yere varmak için değil bir deneyimse?  Eskiden bunu söyleyince de ilişkiyi kolayca bırakma bahanem olurdu bu benim. Şimdi ilişkimi ve ilişkide olduğum kişiyi ve kendimi zorlamadan birlikte aynı alanda olmayı deneyimliyorum. Zorlamadan ve kaçmadan. Çünkü kaçıngan ve kaygılı bağlanan kişiler ya zorlar ya da kaçar. J

Zorlamayı sorumluluk almak, kaçmayı ise akışa bırakmak ile karıştırabilirler.

Ya hem bir sonuca bağlamadan hem de kaçmadan, savrulmadan ilişki yaşamak ve yürütmek mümkünse?

Ve o alanda birlikte büyümek ve varolmak...



#ilişki #iliski #baglanma #bağlanma