Bazen sahiplenilmek ve ait olmayı her şeyden çok isterken aynı anda ait hissetmekten ödümüz kopuyor.
Sevgilimizin olmaktan, onun olmaktan bizi sahiplenmesinden
ödümüz kopuyor. Sanıyoruz ki artık ben olamayacağım. Özgür ve bağımsız
olamayacağım. Onda kaybolacağım. Hele ki daha önce birisinde kaybolup da
kendimizi zar zor bulduysak J
Tekrar aynı şeyleri yaşamamak ve kendimizden uzaklaşmamak için bir ilişkide biz
olmaktan kaçıyoruz.
Oysa yaşadığın kendini kaybettiğini sandığın o ilişki
kendini bulman için bir yol oldu ise sana? O ilişkiyi yaşamadan önce
kendinde miydin? O kaybolduğun ilişki kendini bulmanda bir köprü mü oldu sana? Ve
şimdi bir kere kendini bulduysa insan bir daha kaybedemez. Ait olsa da, sevdiği
kişi onu sahiplense de kaybolmaz. Kaybolmaktan korkmaz.
İnsan evinin yolunu bir kez öğrendiğinde bir daha unutur mu?
Belki bazen kaybolmak için izin verir kendine o kadar.
Biz-in içinde ben olabilir artık.
Bazen de bizin içinde ben olma fikri de ayrılık korkusunu
tetikleyebilir. Oysa kendimiz bir ayrılık istemedikçe hiç bir ayrılık
gerçekleşmez ve zaten yaşanılan her şey ve tüm ilişkiler bir yere varmak için
değil bir deneyimse? Eskiden bunu
söyleyince de ilişkiyi kolayca bırakma bahanem olurdu bu benim. Şimdi ilişkimi
ve ilişkide olduğum kişiyi ve kendimi zorlamadan birlikte aynı alanda olmayı
deneyimliyorum. Zorlamadan ve kaçmadan. Çünkü kaçıngan ve kaygılı bağlanan
kişiler ya zorlar ya da kaçar. J
Zorlamayı sorumluluk almak, kaçmayı ise akışa bırakmak ile
karıştırabilirler.
Ya hem bir sonuca bağlamadan hem de kaçmadan, savrulmadan
ilişki yaşamak ve yürütmek mümkünse?
Ve o alanda birlikte büyümek ve varolmak...
#ilişki #iliski #baglanma #bağlanma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder