Zamanda yolculuğun çoktan keşfedildiğinin farkında mısınız?
Hani zihniniz ya gelecektedir, ya da geçmişte. Yaşanan ya da
yaşanacak bir durumu düşünürken bulur musunuz kendinizi zaman zaman? Hani son
zamanlarda tam da “an’da kalabilmenin önemleri” anlatılırken, sen bir türlü
anda kalamazsın. Bir sürü şey gelir aklına gerekli, gereksiz. Geçmiş ve
gelecek.
Bu geçmişe ya da geleceğe yapılan yolculukların çoğunda
nedense eleştiri, yargılama, korku, endişe, suçluluk, cezalandırılma eşlik eder
bize. Geleceğe gidip, oraya korku tohumları bırakırız. Geçmişe gideriz, orda
pişmanlık tohumları ekeriz. Üstelik bunu yaptığımızın farkında bile olmayız,
bir anlığına gelecekteyizdir ve orda anında korku yaratıp geliriz. Çok kısacık
bir zamanda yaparız bunu. Hiç bir şey olmamış gibi de hayatımıza sanki bir hipnoz
halinde devam ederiz.
Ben diyorum ki zihin geleceğe ya da geçmişe gitmeye
çalışıyorsa bunun bir anlamı var. An da kalmaya kendimiz zorlamak daha fazla
direnç yaratmaktan başka işe yaramayacaktır. E çünkü kalamıyorsun, zihnin
kalamıyor, kalk gidelim diyor. Demek ki geçmiş ve gelecekle ilgili kapanmayan bir
şeyler var. Bunları görmezden gelerek, illa şimdiki anda yaşayacağız dememizin
bir faydası olmayabilir.
O zaman dedim; Bu zihnin bir bildiği var : ) Zihne izin
vermek lazım istediği gibi dolaşsın zamanda. Geleceğe mi gitmek istiyor, olur
gidelim. Gidip gelecekteki halimize biraz sevgi, biraz destek ve takdir
verelim. Onun neye ihtiyacı varsa bulunduğu an içerisinde onu verelim. Madem böyle
bir yeteneğimiz var bunu pozitif kullanalım. Geçmişte mi takılı kalmış. Olsun,
oraya da gidebiliyoruz : ) Gidip geçmişteki halimize ilgi, sevgi, destek, onay,
kabul verelim.
Bir de bu işe biraz farkındalık katalım : ) Zihnin farklı bir
zamanda olduğunu fark edersek eğer istediğimiz bir zamana istediğimiz tohumları
bırakmak çok kolay olacaktır. Bunu yapabildiğimizde, aslında, şimdiki zamandan
geleceğe ya da geçmişe dokunmuş olacağız. Yani geçmiş – şimdi –gelecek tüm
zamanların kesiştiği o noktada an’da olmuş olacağız. Belki de an da kalmanın
anlamı da budur zaten.
Kullanılmayı bekleyen ne kadar süper güçlerimiz var değil mi
: ) ?